3 Mart 2012 Cumartesi

109 yıllık sevda







1902'nin Kasım ayının ortalarıydı...

Serencebey'de bir evde toplanan gençler seslerini yükseltmemeye çalışarak heyecanlı bir şekilde konuşuyorlardı

-Hemen yarın kulübümüzü kuralım 
-Evet .. Fazla geç kalmayalım.Avrupa'da bunun benzerleri varmış. Beden Eğitiminin yöntemli bir şekilde yapılmasıyla güçlenebiliriz.
-Avrupa'da "Türk gibi kuvvetli" sözünü hatırlatabiliriz.


Acele edilmemesi gerektiğini savunanlar da vardı:
-Ne yapıyorsunuz ? Saraydan duyulursa yanarız.
-Bize zaman gerekli. Sayımızı çoğaltmanın yollarını arayalım.

Toplantıyı " Birkaç ay daha bekleyelim " diye erteliyorlar ve birbirlerine şu sözü veriyorlardı : 

"Ancak güvendiğimiz, sır çıkmayacağını bildiğimiz kişilere konuyu açalım. Bu arada çoğalmaya bakalım."

Toplantının duyulması sonları demekti. Çünkü o dönemde spor yapmak , hatta sporu tasarlamak bile suçtu. Toplantı yapılamazdı, iki kişi bir araya bile gelemezdi.

Aradan birkaç ay geçmişti. Bir avuç gencin sayısı 26'yı bulmuştu. 
Serencebey'de Medine-i Münevvere Muhafızı Şeyhülharem Osman Paşa'nın konağında toplandılar. Kararlarını vermişlerdi. 

Tarihler 3 Mart 1903'ü gösterdiğinde Osman Paşa oğlu Hüseyin Bereket , Mehmet Şamil, Ahmet Fetgeri ,Mehmet Ali Fetgeri , Nazım Nazif Ander , Fethi Bey , Behçet Bey , Haydar Bey , Şevket Cenani Bey , Mahmut Naci Bey ,Cami Baykurt ve Şerafettin Bey " Çok gizli " olmak kaydıyla kulübü kurdular ve şu adı koydular : " BEŞİKTAŞ BEREKET JİMNASTİK KULÜBÜ "

Daha bu isim siyasi irade ve dönem koşulları nedeniyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olmuştur.

....

Semte getirilen futbol topu bile Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne futbolu ilk yıllarda sokamadı.

Ama gençler zamanını aralarında futbol oynayarak geçirmeye başlamışlardı.
1911 Ağustos ayında şu haber semte hızla yayıldı : 
" Gümrük memurlarından Elazizli Hacı Yusufzadelerden Mehmet Bey'in oğlu 17 yaşındaki Şeref Bey futbol kulübü kurmuş " 

Takımın adı Valideçeşme idi. Şeref Bey'in dışında Şair kazım , Asım , Selahattin , Doktor Mehmet , Askeri Hakim Hakkı Bey kadrodaydı

Bölgedeki diğer gençler de boş durmadılar.Münir Bey'in önderliğinde birleştiler.Nuri ve Rüştü kardeşler , Küçük Hakkı , Büyük Hakkı ,Ziya ,Hafız Mustafa ve Refik Osman bir araya gelerek "Basiret Takımı'nı" kurdular. Aralarında maçlar yaptılar , güçlendiler ve geliştiler.

Rekabeti bıraktılar. Karma kadrolar oluşturarak azınlıklarla iddialı karşılaşmalar yaptılar.Tatavla'nın Araks, Kadıköy'ün Barham ve Oresten takımlarıyla oynadılar.

Liderleri Şeref Bey'di . Bir gün yaptıkları toplantıda Şeref Bey , arkadaşlarına düşüncesini açıkladı : 

- "Beşiktaş'ın tek ve en güçlü kulübü Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'dür.Ancak bir eksikleri var, o da futbol. Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'ne katılalım. Böylece Galatasaray , Fenerbahçe ve Altınordu ile rekabete girebiliriz "

1911'in Aralık ayında Bereket ve Valideşme Kulüpleri Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'nün çatısı altında birleştiler.

....

Tam 109 yıl öncesinde herşey böyle zor başlamıştı o gençler için. Bir taraftan ülkenin içindeki olanaksızlıklar , bir yandan siyasi iradenin baskıları ile geçen yıllarda onların tek düşüncesi vardı " Beşiktaş " .

Beşiktaş belki de onlar için bir çıkış noktasıydı.. Kendilerini ve bulundukları çevreyi ifade etme biçimleriydi. Padişaha karşı gelebilmeyi bile göze alabilecek bir ifade biçimi , bir yaşam şekliydi.

Şimdi ise bizim için bir yaşam biçimi. Değişmeyen ifade şeklimiz , hayata duruşumuz , hayatta sevdiğimiz yegane iki rengin sebebi Beşiktaş...

Babadan oğluna bir vasiyet gibidir Beşiktaş...

Karşılıksız aşkın simgesidir Beşiktaş...

Sevindiğimizde , üzüldüğümüzde , güldüğümüzde ya da  ağladığımızda sarıldığımız ; gözyaşlarımızı yanında akıtmaktan utanmadığımız belki de tek sevgilidir Beşiktaş...

En sıkıntılı anımızda 2 saatimizi kendisine çekerek bir nefestir hayata dair Beşiktaş...

Kızsak bile atamayız onu içimizden. Ne kadar kızgın da olsak  sözümüzü söyler , bağırır çağırır ama yine de ilk ona sarıldığımız; yaramaz çocuğumuzdur Beşiktaş...

Babadan oğluna bir vasiyet gibidir Beşiktaş...

Kimi zaman Azrail'in aynadaki yansımasıdır ; korkutur , o an öldürecek sanırız ama yine de ondan kaçamadığımız en büyük korkumuzdur Beşiktaş... 

Bazen sessiz çığlıklarımızdır içimizde büyütüp, sakladığımız ; 

Bazen de hayata isyanımız olur dökülür dudaklarımızdan arşa kadar Beşiktaş... 

İster sevgilim ol , ister çocuğum , ister bir nefes ister de son nefesime sebep Azrail'im... 

Sevincinle,üzüntünle ;

BEŞİKTAŞ'IM NİCE SENELERE !.. 



CleXus1903

2 yorum:

Sen bir de Yusuf'u izleseydin!

   Futbol her ne kadar ayak ile oynanan bir spor olsa da bazı futbolcular var ki futbolun aslında sadece ayaklar ile oynanan basit bir oyun ...